(farkına) varmak - Türkçe İngilizce Sözlük

(farkına) varmak

"(farkına) varmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
(farkına) varmak become f.

"(farkına) varmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 110 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
farkına varmak notice f.
He will notice sooner or later.
Er geç farkına varacak.

More Sentences
farkına varmak realize f.
When we realize something it usually happens fast.
Bir şeyin farkına vardığımızda genellikle hızlı gerçekleşir.

More Sentences
farkına varmak realise f.
This is not realised if you only take a blinkered view of the matter.
Meseleye sadece göz kırpan bir bakış açısıyla bakarsanız bunun farkına varamazsınız.

More Sentences
General
farkına varmak notice f.
Tom wasn't the only one who noticed.
Farkına varan tek kişi Tom değildi.

More Sentences
farkına varmak realise f.
Some day we will realise this.
Bir gün bunun farkına varacağız.

More Sentences
farkına varmak become aware of f.
It is time we became aware of the bureaucracy we are causing.
Neden olduğumuz bürokrasinin farkına varmamızın zamanı geldi.

More Sentences
farkına varmak realize f.
One day, I woke up and realized the truth.
Bir gün birdenbire uyandım ve asıl gerçeğin farkına vardım.

More Sentences
farkına varmak discover f.
The more you study, the more you discover your ignorance.
Ne kadar çok çalışırsanız, cehaletinizin o kadar çok farkına varırsınız.

More Sentences
farkına varmak recognize f.
You must recognize your failure.
Başarısızlığının farkına varmalısın.

More Sentences
farkına varmak recognise f.
Many firms have already recognised the importance of responsible business and, as a result, CSR schemes have mushroomed.
Birçok firma sorumlu iş yapmanın öneminin farkına varmış ve sonuç olarak KSS programları mantar gibi çoğalmıştır.

More Sentences
Phrasals
(bir şeyin) farkına varmak wake up to (something) f.
I woke up to the danger.
Tehlikenin farkına vardım.

More Sentences
Technical
farkına varmak recognize f.
Tom recognized the writing on the wall.
Tom duvardaki yazının farkına vardı.

More Sentences
farkına varmak recognise f.
We have to recognise that before we begin.
Başlamadan önce bunun farkına varmalıyız.

More Sentences
General
farkına varmak get wise to f.
farkına varmak waken f.
farkına varmak cotton to f.
farkına varmak catch on f.
farkına varmak awaken f.
farkına varmak perceive f.
farkına varmak wake to f.
farkına varmak discern f.
farkına varmak awake to f.
farkına varmak behold f.
farkına varmak take stock of f.
farkına varmak awaken to f.
farkına varmak be sensible of f.
farkına varmak take notice f.
farkına varmak awake f.
yanıldığının farkına varmak come to recognize that one is wrong f.
farkına varmak cotton on f.
hatasının farkına varmak discover one's mistake f.
hatasının farkına varmak realize one's mistake f.
farkına varmak note f.
farkına varmak bring to one's attention f.
farkına varmak bring to one's notice f.
farkına varmak observe f.
zamanında farkına varmak discover in time f.
gerçeği anlamak/kavramak/ farkına varmak realize the truth f.
potansiyelinin farkına varmak realize one's potential f.
farkına varmak get f.
farkına varmak agnise f.
farkına varmak agnize f.
yeniden farkına varmak reawaken f.
farkına varmak recognosce [obsolete] f.
farkına varmak take notice of f.
farkına varmak awake f.
farkına varmak mark f.
farkına varmak bottom f.
farkına varmak glom f.
Phrasals
farkına varmak see through f.
farkına varmak pick up on f.
farkına varmak pick out f.
farkına varmak catch on to f.
ummadığı bir anda (bir şeyin) farkına varmak fall upon (someone or something) f.
ummadığı bir anda (bir şeyin) farkına varmak fall on (someone or something) f.
biri hakkında şok edici bir şeyin farkına varmak find someone out f.
farkına varmak get something on someone f.
birinin/bir şeyin farkına varmak hit upon someone or something f.
birinin/bir şeyin farkına varmak hit on someone or something f.
farkına varmak hit on f.
birinin/bir şeyin bir şey olduğunun farkına varmak recognize someone or something for something f.
birinin/bir şeyin ne çeşit biri/bir şey olduğunun farkına varmak recognize someone or something for something f.
farkına varmak break through f.
aniden (bir şeyin) farkına varmak fall on (someone or something) f.
aniden (bir şeyin) farkına varmak fall onto (someone or something) f.
farkına varmak get on (to) f.
(bir durumun) farkına varmak get onto f.
potansiyelinin farkına varmak realize potential f.
(bir şeyin) farkına varmak tumble to (something) [obsolete] f.
uyanıp (bir şeyin) farkına varmak wake (up) to (something) f.
uyanıp (bir şeyin) farkına varmak waken to (something) f.
Colloquial
farkına varmak tumble to f.
gerçeğin farkına varmak get serious f.
(önemli bir şeyin) farkına varmak üzere olmak be on to (something) f.
(birinin/bir şeyin) farkına varmak get wise (to someone or something) f.
ne kadar aptal olduğunun farkına varmak realize what a fool you've been f.
ne kadar aptal olduğunun farkına varmak realise what a fool you've been f.
Idioms
hatasının farkına varmak catch tripping f.
kendi yeteneklerinin farkına varmak find oneself f.
(durumun/olayın) farkına geç/zor varmak slow to catch on f.
yaptığı hatanın farkına varmak come to one's senses f.
bir şeyin farkına varmak join (up) the dots f.
durumun farkına varmak join (up) the dots f.
iyice farkına varmak get a bead on (someone or something) f.
bir probleminin/hastalığının farkına varmak find oneself with someone or something f.
(bir şeyin) gerçek değerinin/öneminin farkına varmak have (something) in perspective f.
(bir şeyin) ciddiyetinin farkına varmak have (something) in perspective f.
işin ciddiyetinin farkına varmak have (something) in perspective f.
işin öneminin/değerinin farkına varmak have (something) in perspective f.
farkına varmak pick up the hint f.
(birinin/bir şeyin) farkına varmak take a bead on (someone or something) f.
tehlikenin farkına varmak alarm bells start to ring f.
tehlikenin farkına varmak alarm bells start to ring f.
(birinin/bir şeyin) farkına varmak be hip to (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak/farkına varmak be wise to (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak/farkına varmak be/get wise to somebody/something f.
(birinin/bir şeyin) farkına varmak become hip to (someone or something) f.
biri bir şeyin farkına varmak come home to someone f.
yaptığın hatanın farkına varmak come to your senses f.
farkına varmak get a line f.
(birini/bir şeyi) fark etmek/farkına varmak get hip to (someone or somebody) f.
(bir şeyin) farkına varmak glom on (something) f.
(bir şeyin) farkına varmak glom onto (something) f.
potansiyelinin/yapabileceklerinin farkına varmak make the most of (oneself) f.
potansiyelinin farkına varmak make the most of oneself f.
(birinin/bir şeyin) farkına varmak open (one's) eyes to (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) farkına varmak take note (of someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) farkına varmak take notice (of someone or something) f.
Trade/Economic
farkına varmak to take cognizance of f.
British Slang
farkına varmak cotton on f.